İçindekiler
Azerbaycan Ezan Vakitleri
Azerbaycan Ezan Vakitleri, Azerbaycan yıllar süren bağımsızlık mücadelesi sonucu 1991 yılında bağımsızlığını kazanarak kendi kimliğini ortaya koymuş bir Kafkasya ülkesidir. Azerbaycan bağımsızlığından önce Sovyetler Birliği’nin egemenliğinde yıllarca hem dini hem kültürel açıdan baskılara maruz kalmış, Azeri halkı hiçbir zaman tam anlamıyla kendi kimliklerini yansıtamamıştır. Azeri halkı temelde üç din benimsemiştir. Halkın büyük çoğunluğu İslamiyeti, bir kısmı Hristiyanlığı az bir kısmı da Yahudiliği benimsemiştir.
İslamiyet’in Azeriler arasında yayılması bağımsızlık ilan edene kadar kolay olmamış, Müslüman olan Azeri kesimi uzun yıllar kendilerine ibadet edecek yerler edinememiştir. Bağımsızlıktan sonraki yıllarda ise zaman zaman yoksullukla mücadele etmek zorunda kalan halk kendini topladıktan sonra dini açıdan özlem duydukları ibadethanelere ve okullarına kavuşmuştur. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin büyük çoğunluğu oluşturan Müslümanlar için ibadet yeri olan camiler dini hayatta önemli yer tutmaktadır. Hem merkez olan şehirlerde hem de diğer kentlerde camiler oldukça yaygındır.
Azerbaycan Türkiye İle Farkı
Her şehrin ezan saatleri birbirinden farklı olmakla birlikte Türkiye ile karşılaştırıldığında Azerbaycan’da ezan saatlerinin Türkiye’den bir saat ileri olduğunu söylemek mümkündür. Örneğin bazı şehirler için 2014 Temmuz ayı ezan vakitleri şu şekildedir; Bakü İmsak; 03:52, Güneş; 06:08, Öğle; 13:55, İkindi; 17:54, Akşam; 21:23, Yatsı; 23:18, Nahçıvan İmsak; 04:17, Güneş; 06:28, Öğle; 14:13, İkindi; 18:09, Akşam; 21:39, Yatsı; 23:30 şeklindedir. Azerbaycan ezan vakitleri her gün değişmekle birlikte hem diyanetin sitesinden hem de internet sitelerinden kolayca takip edilebilmektedir.
Azerbaycan’da Ezan ve Kültüre Olan Bağlılık Gücü
Ezan, Müslümanların ezan çağrısıdır. Ezan kelimesi Arapça “çağrı” kelimesinden gelir. Beş günlük dua çağrısına ek olarak, çoğu Müslümanın başkalarını ibadete çağırmak için çeşitli yolları vardır. Bunlar arasında standart bir ibadet yöntemi olan ezan; insanları ölülerin yanına çağıran irtam; ve merhumun yakınındaki insanları çağıran tekbir. Ezan, cenazelerde ve diğer törenlerde de kullanılır. İnsanları namaza çağırma pratiği İslam’dan önce gelir, ancak 12. yüzyıldan sonra Kuran’ın Arapça çevirilerinin birçok insan tarafından erişilebilir hale gelmesiyle ezan daha yaygın hale geldi.
1430’daki hac ölümlerinin ardından ezan okuyanların sayısı önemli ölçüde arttı. Farklı yönlerden ezan okuyanların sayısı yüzbinlerden milyonlara çıktı. Buna ek olarak, din adamları, sadece Kuran okuyan öğrenciler için değil, herkesin takip etmesi için Kuran’ın okuma yöntemini basitleştirdi. O zamanlar sadece üniversite mezunları Kuran ayetlerini başkaları tarafından “ezan” denilecek kadar doğru okuyabiliyordu. Kendilerine “ezan” diyenlerin sayısını artıran bir diğer faktör de, farklı ülkelerden arkadaş grupları ve aile üyelerini birbirine bağlayan WhatsApp gibi sosyal medya uygulamalarıdır. Her üç gruptan da insanlar ezanı ortak bir amaç için kullanmayı öğrendiler: ölen ya da ihtiyacı olanlarla dayanışmayı ifade etmek.
“Ezan” kelimesi sadece dua için kullanılan yöntemlere atıfta bulunmaz; ayrıca herhangi bir türde arama veya çağırma anlamına da gelebilir. Bu, hayvanları avlanma veya hayvancılık amacıyla çağırmanın yanı sıra savaş için askeri kuvvetleri çağırmayı veya barışı koruma misyonları için çağrıları içerir. Savaşın yıktığı bölgelerde yaşayan insanlar, güvenlik güçlerinden veya barış güçlerinden yardım beklerken saldırı korkusu olmadan dua edebilmek için çatışma durumlarında sıklıkla anzan kullanırlar. Örneğin, Irak ve Türkiye’deki Kürt aşiretleri arasında çatışmalar patlak verdiğinde, Kürt askerleri, Türkiye ile savaşta ölen hemşehrilerine karşı iyi niyet göstergesi olarak, uluslararası sınırların ötesindeki Türk mevkidaşlarına karşı anzan kullanırlar. Anzan uygulayan herkes, ihtiyaç anında yardım çağırarak, bu basit ama güçlü aracı kullanarak toplumda barış ve uyumun korunmasına katkıda bulunur!
Ezan, İslami bir gelenek olarak tarihinin ışığında, küresel birliği destekleyen bir şeye dönüşmüştür. ve İslam’daki farklı düşünce okulları arasındaki anlaşmazlıktan ziyade Müslümanlar arasındaki dostluk. Sevdiklerimizi kaybettiğimiz veya Tanrı’nın “ezan” adlı mesajını duyduğumuz gibi hayatımızın kritik anlarında bizi bir araya getiren bu güçlü araca herkes erişebilir.
